Bisikletçi Madison Kelly, Güney Chicago’da yarışıyordu. Yarışçılar kedi yavrusunu çıkardı ve bebeğe bakabilirlerse yoldan geçenleri sormaya başladılar. Ama gönüllü yoktu ve kediyi orada sokakta bırakmaya karar vermişti. O zamana kadar Madison Kelly gelmişti ve hemen yavru kediyi kendi bakımına almayak karar verdi.
Madison’ın eskiden evde bir kedisi vardı ve o her zaman kedilere bayılırdı. Kız yavru kediyi kollarına aldığında, hemen omzuna tırmandı. O “Yarışı kazanmadım ama yine de değerli bir ödülüm var. Bu küçük sokak kedisi,” diye gülümsüyor.
Madison, yavru kediye, Latince’den “podyum” olarak tercüme edilen alışılmadık Puig adını verdi. Kız, kediyi arabasıyla evine götürdüğünde, Puig koltuğa oturmak istemedi ve direksiyona tırmanmaya çalıştı. Daha sonra Madisonın kucağına oturdu ve yol boyunca mırıldandı.
Evde, Madison yavru kediyi yıkadı, besledi ve sakinleşti. Kedi ise daha da yumuşadı. Puig inanılmaz derecede oyuncu ve aktifti. Sürekli mutfaktan bir bulaşık süngeri sürüklüyor ve kızın yatağına sürükleyebiliyor. Aynı şekilde çoraplarıyla da yapar ve “avı” olarak yastığın üzerine getirir. Birkaç hafta sonra, Madison, Puig’in oynayacak birini bulabilmesi için barınaktan ikinci bir yavru kedi evlat edinmeye karar verdi. Her iki yavru kedi de hemen arkadaş oldu.