Şayla Marş 21 yaşından beri hayvanat bahçesinde çalıştı. Atlar hayatında her zaman önemli bir rol oynadı. Şayla, Brown adında atı yetiştirdi ve çocukluğundan beri onu sevdi. Neredeyse 20 yıldır arkadaştılar. Ne yazık ki, Marsh’a yaşlılığında kanser teşhisi kondu. Ölüm döşeğinde sevgili atı Brown’ı bir kez daha görmek istediğini dile getirdi.
Sağlığı günden güne kötüye gidiyordu, Şaylanın kızı Tina Marş doktorladan tıbbi yardım istedi. Doktorlar, ölmekte olan kadının son arzusunu yerine getirmeye yardımcı olacaklarını söylediler.
At, sahibine veda etmeye geldi. Gözyaşlarını kimse tutamadı. Brown ona yaklaştığında Şayla yedinci cennetteydi. Son bir güçle atın adını fısıldadı ve Brown burnunu yanağına dayadı. Tina bunları söyledi “Annem son gününde konuşmakta zorlanıyordu ama Bronwnu adıyla çağırıp onu öpmesini istedi.”
Brown eğilip Şaylayı nazikçe öptü. Hayvanlar ve insanlar arasında bu kadar güçlü duyguların meydana gelmesi şaşırtıcı. Kalbimizdekiler için yaşıyoruz. Bu şefkatli yakınlık sınır tanımıyor. Şayla veda etmeden gidemedi.