Cumhuriyet tarihimizin Atatürk’ten sonraki bölümünü iyi incelersek, son 80 yılda ülkemizin yaşadığı tüm kötülüklerin, zararların yüzde 90’dan fazlasının maalesef üyesi olduğumuz Nato’dan geldiğini görürüz.
Türkiye’ye tüm düşmanlıkların Nato’yu yöneten, dünyayı kendi menfaatleri uğruna karıştıran, savaştıran, soyan ülkelerden geldiğini görürüz.
Türkiye’min milli ekonomisini gerileten,
üretimini durduran,
sınırsız borçlandıran,
ülkemi iflas ettiren,
rejim ve devlet düşmanı tarikat ve cemaatleri hortlatıp besleyen,
bölücülüğü -ayrılıkçı terörü yaşatan,
1980 öncesi ülkemin yetiştirdiği en faydalı 10 binlerce vatansever gencini katlettiren,
Ülkede Atatürk ve Türk düşmanlığını besleyen,
Milli istihbaratımızı millilikten uzaklaştıran,
Milli eğitimimizi milliyetçilikten uzaklaştıran,
Kalkınma eğitiminden sömürge eğitimine dönüştüren,
Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, görevlendirdiği hocaefendilere ve siyasetçilerine ezdiren,
En değerli komutanlarımıza süikastler düzenleyen,
Devlet düşmanlarını serbest bıraktırıp Generallerimizi hapislere attıran,
Hainleri Türk devletinin Kozmik odasına sokup, devletin en gizli sırlarını düşmanlara ulaştıran,
Ülkemin yetiştirdiği en değerli aydınlarımıza süikastler düzenleyen,
2023’ten sonra Türkiyeyi federasyona döndürmeyi, rejimi yıktırmayı planlayan,
Türkiyede Türk nüfusu oranını azaltmak için Ortadoğudan 10 milyon Türk düşmanı insanı bilerek Türkiyeye taşıtan Nato siyasetidir.
Natodur,
Natonun karanlık kollarıdır.
Natoyu yöneten batı ülkeleridir.
Şimdi aynı aldatıcı güçler Ukrayna’nın başını belaya sokmuşlardır.
30 yıldır Ukrayna’ya:
-arkandayız, seni destekliyoruz,
senin çalışmana, kazanmana, üretmene gerek yok, biz sana bakarız,
fabrikalarını özelleştir hurda fiyatına bize sat,
sana istediğin kadar borç veririz,
seni Nato’ya da alırız,
ülkene Nato’ nun füzelerini de yerleştiririz,
seni kimse rahatsız edemez,
Rusya’dan korkma, Rusya’yla işbirliği de yapma biz arkandayız
diyen,
Siz keyfinize bakın,
Abd kurumları ne isterse onu yapın,
Soros vakıfları ne isterse onu yapın,
Borç alın,
Dizi film izleyin Eğlenin Soyunun Dansedin
Diyen
Nato’dur ve Nato’yu yöneten ülkelerdir.
30 yıl önce Sovyetler Birliğini yıkıp dağılan ülkelerin tüm yeraltı, yerüstü varlıklarına el koyan Batı, Ukrayna’yı çok seviyorsa önce Ukrayna’dan çaldıklarını, soyduklarını geri versin.
El koyduğu Ukrayna’nın en gelişmiş stratejik fabrikalarını, gelir kaynaklarını, madenlerini Ukrayna’ya geri versin.
Halkı açlıktan, işsizlikten kırılırken, Ukrayna kızları Avrupa ve ABD’nin heryerinde etini satarak yaşamak zorunda kalırken, Ukraynanın varlıklarına küresel batılı şirketler ve yerli mafyalar el koymuştu.
Yani Rusyadan çok önce Ukraynanın üstüne ABD çökmüştü.
Bu savaş sonunda Rusya çekilip gitse bile Ukrayna ABDnin işgali altında kalmaya, muhtaç olmaya, ezilmeye devam edecektir.
Bunu unutmayalım.
Hatırlayınız! 1962 yılında ABD- Sovyetler Birliği arasındaki Küba füze krızi, dünya savaşı tehlikesi Türkiye yüzünden çıkmıştı.
ABD 1959 yılında gizlice Türkiye ile anlaşmış, İzmir Çiğliye 1961 yılında gizlice -Jupiter Füzeleri- adıyla nükleer başlıklı füzeler yerleştirmişti.
Türk kamuoyunun bundan haberi olmadı.
Bunu gören Sovyetler de gidip Kübaya Abdnin burnunun dibine nükleer füzeler yerleştirmeye başlamıştı.
Türkiye’ye yerleştirilen bu füzelerden Türk halkının ancak 40 yıl sonra haberi olsa da, bu olay bir dünya savaşına yol açmak üzereydi.
Yani bize Küba füze krızi diye öğretilen sorun aslında Türkiye kriziydi.
Türkiyeye yerleştirilen Nato nükleer füzeleriydi.
Kruşçev ve Kennedynin tarihi restleşmeleri, Sovyetlerin kararlı duruşu, herşeyi göze almasıyla, Türkiyedeki Jupiter Füzelerinin kaldırılması şartıyla anlaşmaya varılabildi.
Düşünün ki 1962 yılında Abd ve Rusya Türkiyeye konuşlandırılan nükleer füzeler konusunda anlaşamasalardı,
ilk vurulan ve ayak altında ezilen Türkiye olacaktı.
Nato da seyredecekti.
-Borç verelim, silah yardımı yapalım siz Sovyetlerle savaşın arkanızdayız- diyecekti.
Aynı ABD 1963’te Kıbrıs krizi çıktığında Türkiyeye kendi verdiği uçakları kullandırmamıştı.
Yani Natonun attığı her adım, aldığı her karar Türkiyenin aleyhineydi, sadece ABD menfaatlerini korumaya yönelikti.
Olan Türkiyeye oldu.
Bugünkü Ukrayna gibi.
Arkadaşlar! Dünya siyasetinde duygusallık yoktur. Sadece ülkenin kalıcı menfaati vardır. Biz Türkiye olarak Natonun, ABD’nin menfaatini değil kendi geleceğimizi koruyalım.
Biz Rusya ile ebediyen düşman olmadan bağımsızlığımızı korumaya mecburuz.
Atatürk ne yaptıysa aynısını yapalım.
Bunun için milli hakimiyetimizi kaybetmek istemiyorsak Natonun, AB’nin, ABD’nin Türkiye aleyhindeki talimatlarına teslim olmayalım. İngilterenin ülkemizin her alanına sızmasına müsaade etmeyelim.
Ukraynayı bitiren Rusya’dan önce ABDdir. Natodur,
Nato siyasetidir.
Türkiyeme de ders olsun.