İmparator Vespasianus’tan (69–79) İmparator Diocletianus’a (284–305) Anadolu’nun Örgütlenmesinde Yeniden Düzenlemeler ve Fetihler:
Anadolu’nun eyaletleştirilmesi Vespasianus’la birlikte bitmişti ama, bu, toprak değişikliklerine son vermemişti. Doğu sınırının güvenliğini pekiştirmek ve Parthia ve Armenia karşısında sorumlulukları pek fazla dağıtmamak için olsa gerek, Vespasianus ‘Galatia’ ve ‘Cappadocia’yı bütün ekleriyle beraber bir araya getiren tek bir merkezî Anadolu eyaleti oluşturdu. Pontos, Pisidia, Paphlagonia, “Küçük” Armenia, Isauria ve Lykaonia’nın tümü oraya giriyordu. Bu eyaletin yönetimini ‘consul’ düzeyinde (‘consularius’) bir ‘legatus’a (vali) teslim etti. Bu kişi, Parthia ve Armenia sınırının muhafazasını ‘Syria’ ‘legatus’u ile paylaşıyordu. Buna karşı ‘Pamphylia’ ‘Lycia’ya bağlanıp yeni eyaletin yüzölçümü azaltıldı. Bunun 70 yılında olduğu artık kesin olarak anlaşılmıştır. Fakat İmparator Traianus, yönetimi tek adama ağır geldiği için ‘Galatia’ ile ‘Cappadocia’yı 107-113 yılları arasında yeniden ayırdı. ‘Cappadocia’ ve ‘Armenia Minor’ bir imparatorluk ‘legatus’una, ‘Galatia’ da Paphlagonia’daki, Pisidia’daki, Lykaonia’daki, Isauria’daki ve Pontos’taki ekleriyle birlikte başka bir imparatorluk ‘legatus’una emanet edildi. Fakat Ancyra’dan (Ankyra/Ankara) yönetilmesi zor bir kuzeydoğu çıkıntısı oluşturan Polemon Pontos’u ile Galatia Pontos’u, 114 yılında ‘Cappadocia’ya bağlandı. ‘Galatia’ Eyaleti’nin böylece denize çıkışı kalmamış oluyordu ama, elbette bu, kısa bir süre böyle kaldı. Çünkü antik yazar Claudius Ptolemaios bir yandan Abonouteikhos (İnebolu) ile Sinope’nin (Sinop), öte yandan da Amisos’un (Samsun) en geç yüzyılın ortasında yeniden ‘Galatia’ya ait olduğunu yazar. Şu halde, ‘Bithynia–Pontus’ Eyaleti’nin en doğu kesimi ayrılıp ‘Galatia’ için bir denize çıkış yolu oluşturulmuş oluyordu. Abonouteikhos 162-165 yıllarına doğru ‘Bithynia–Pontus’a verilmiş, fakat Sinope ile Amisos ‘Galatia’da kalmıştır.
Armenia sorununun, şüphesiz, Anadolu’da benimsenen çözümler üzerinde bir ağırlığı vardı. İşte bu sorun 113 yılında İmparator Traianus’un yüz yıldan uzun bir süredir fiilen kesilmiş olan bir politikayı, yani toprakları genişletme politikasını yeniden ele almasına neden olmuştur. Çünkü Roma tarafından tanınan Armenia Kralı Tiridates, o tarihte Part Kralı Osroes tarafından tahtından indirilmiş, yerine bir Part prensi olan Aksidares geçirilmişti. Tahttan indirilen kral bunu Roma’ya şikâyet edince, Traianus işe el koymaya karar verdi. Partlar’ın gönderdiği bir heyet Atina’da karşıcı çıkıp Aksidares’in tahttan indirildiğini bildirerek kardeşi Parthamasiris’in tanınmasını önerdiyse de, Traianus bütün bu önerileri geri çevirdi ve 114 yılı ilkbaharında Melitene (Malatya) ve Satala (Gümüşhane İli Kelkit İlçesi Sadak Köyü) üzerinden Armenia’ya yöneldi. Yolunun üzerindeki o iki yerde Fırat-ötesi korunuk hükümdarları kabul etti. Armenia’nın yeni kralı Parthamasiris, çok geçmeden, Elegeia’da (Erzurum bölgesinde) Traianus’un huzuruna çıkıp krallık simgelerini ayaklarına serdi. Traianus ise kendisini derhal tutuklatıp sürgüne gönderdi ve adam yolda öldürüldü. Armenia ‘Cappadocia’ Eyaleti’ne bağlandı, bir ‘procurator’a yeni bölgenin vergi işlerini yönetme görevi verildi. 114 yılı sonunda savaş son bulmuşa benziyordu. Traianus bundan yararlanarak 115 ve 116 yıllarındaki askeri hareketler sonucunda Kafkasya’daki Albania’lılara (büyük ölçüde bugünkü Azerbaycan topraklarında; bunlar Arnavutlar’la karıştırılmamalıdır) ve Van Gölü’nün doğusundaki Mardlar’a (‘Mardoi’) boyun eğdirdi.
Traianus 9 Ağustos 117 günü Kilikia’da ölünce fetihlerin dayanıksızlığının farkında olan yeni imparator Hadrianus yeni eyaletleri boşaltıp Armenia’nın başına bir kral oturttu. Barış, yeniden, yarım yüzyıllığına kurulmuş, Roma yönetimindeki Anadolu Fırat’taki sınırını yeniden bulmuş oluyordu.
İç örgütlenme, birkaç ufak tefek nokta dışında, değiştirilmedi. Örneğin, İmparator Antoninus Pius 138-144 yılları arasında Lykaonia’nın güneyi ile ‘Galatia’nın Isauria’sını ayırıp bunları ‘Cilicia’ Eyaleti’ne bağladı. Bu düzenlemede Lykaonia’nın kuzeyi ‘Galatia’ya kalıyordu. Fakat bu, belki kısa ömürlü bir çözüm olmuş ve 149 yılından önce bozulmuş olabilir. O dönemde ‘Cilicia’ ‘legatus’larının unvanlar listelerinde Lykaonia ve Isauria’nın adlarının bulunmaması bunu gösterir. Lykaonia ‘Galatia’ya yeniden bağlanmış (198 tarihinde dikilmiş bir yol kenarı taşı ‘Galatia’ valisi C. Atticius Norbanus Strabo adınadır) ve Isauria ‘Lycia–Pamphylia’ içine sokulmuş olabilir. 144 yılından önce, Antiokheia (Isparta Yalvaç’ın hemen kuzeyinde) çevresindeki kuzey kesimi bir yana bırakılırsa, Pisidia’nın önemli bölümü ona bağlı olduğuna göre güneydoğudaki bu kıyı eyaleti böylece yeniden önem kazanmış oluyordu. Her ne kadar çoğu zaman eyaletlerin sınırlarını kesinlikle saptamak kolay değilse de, bazen nedenini çıkaramadığımız ufak tefek düzeltmeler yapılmış olduğu sezilmektedir. Örneğin, bir askeri berat (diploma) ‘Cilicia’ ve ‘Pamphylia’ arasındaki sınır değişikliklerini göstermektedir.
M.S. 3. yüzyılın başlarında, yani taht kriziyle görünürde bir ilgisi yokken, Anadolu topraklarının yeniden biçimlendiğini görüyoruz. 202 yılında ya da daha önceki bir tarihte İmparator Septimius Severus, Lykaonia ve Isauria’nın eklendiği bir ‘Cilicia’ kurmuştur. 221 yılına doğru ‘Galatia’nın Halys’ün (Kızılırmak) doğusunda, Tavion/Tavium (Yozgat Büyüknefes Köyü yakınlarına) çevresinde ‘Sebastenoi Trokmoi’ arazisine rastlayan doğu bölümü ‘Cappadocia’ya bağlandı. İlk kez Galat etnik birliğini böyle kırmaya yönelik bu adımın nedenleri bilinmemektedir. Ancak neden, Galatlar’dan Paetus Valerianus’un güya haksız gaspta bulunduğu yolundaki iddia olabilir. Herhalde Alexander Severus zamanında (222–235), 227–228’den sonra, en geç 233–235’te olmak üzere, hem 2. yüzyılda ‘Pontus Mediterraneus’ denen yeri (Amaseia [Amasya], Zela [Zile], Neokaisareia [Niksar], Komana ve Sebasteia [Sivas]) hem de kıyı bölgesi ya da Polemon Pontos’u denen yeri (Polemonion [Fatsa], Kerasous [Giresun], Trapezous [Trabzon]) ve batıda Sinope (Sinop) ile Amisos’u (Samsun) içeren bir ‘Pontus’
Eyaleti kuruldu. Bu yeni eyaletin yönetimine Roma atlı sınıfından (‘ordo equester’) bir ‘praeses’ getirildi.
İmparatorlar Traianus Decius (249–251) ile oğlu Herennius Etruscus bu eyaleti 249/250’de yeniden ‘Galatia’ya bağladılar. Birleşen iki eyaletin ancak dar bir koridorla (Amisos, Neoklaudiopolis ve Amaseia) birbirlerine geçiş sağlayabildikleri bilindiğine göre Tavion’un ‘Galatia’ya geri verilmiş olması gerekir. Herhalde bu geri verme işlemi 236 yılı ile İmparator III. Gordianus’un saltanatının sonu (244) arasında gerçekleşmiş olmalı. Fakat en geç Probus döneminde (276–282) ‘Pontus’ tam bir eyalet statüsüne (‘provincia Pontus’) kavuşmuştur.
‘Galatia’dan ayrılmış bir ‘Pontus’un kurulmasıyla gördüğümüz bu eyalet parçalanması tek olay olarak kalmamıştır. En geç 249’da ‘Phrygia–Caria’ eyaletinin kurulmasıyla Anadolu’daki en eski Roma eyaleti ‘Asia’nın parçalanması başlar. 249’da ‘Phrygia–Caria’da bir vali olduğunu biliyoruz. Fakat, burada da başka yerlerde de, asıl eyalet patlaması, Roma İmparatorluğu’nda ‘princeps’in yönetimi (‘principatus’) sistemini sonlandırarak ‘dominus’un (“efendi”nin) yönetimi demek olan ‘dominatus’a, yani salt monarşiye geçişi sağlayan Roma İmparatoru Diocletianus’un (284–305) eyalet reformu sırasında olacaktır. ‘Dominatus’ Roma’da bambaşka bir dünyayı temsil ettiği ve her şey radikal bir şekilde değiştiği için ve ‘Dominatus’ Devri tam olarak ihtisas alanım içinde olmadığından, Anadolu’daki siyasal-askerî olayları ve eyaletleşmenin aşamalarını Diocletianus’a kadar getirip orada bırakıyoruz.
[‘PRINCIPATUS’ DEVRİ ANADOLUSU’NDA YÖNETİM VE SAVUNMA İLE DEVAM EDECEK]
Harita: M.S. 116’da (Traianus zamanı) Roma İmparatorluğu.
Resim: Roma İmparatoru Traianus’un büstü, Glyptothek Müzesi, Münih.