Büyük mimar Sinan

Dünden itibaren, tadına varmak için sakin sakin okuduğum özel çalışmadan edindiklerimi, özümsediklerimi esinlendiklerimi. öğrenmek için heyecanla heveslendiklerimi sizinle dostça paylaşmak istemişim. Sinan büyük mimar, çünkü: 1. Sultan Selim (1512-20)zamanında, Anadolu’dan ilk devşirilen Hristiyan çocuklardan. Sahip çıkılmış ve geliştirilmiş bir yetenek. Dönemin cömertliğini, ilkelerini, inancını karakterine yakıştırmış. 2. Neccar (ahşap ustası) olarak atölye ve inşaatlarda çalışıp geometri ve inşaatı öğrenmiş. 3. Sultan Süleyman zamanlarında yeniçeri. Pek çok sefere katılmış, görmüş, köprü ve askeri yapılar inşa etmiştiler, Mimar başı ölünce yeniçerilikten mimarbaşılığa terfi etmiş ilk insan olmuş. Ordu emrindeki “sefer mimarı” diyebiliriz. 4. Vakıf (bir malın kamu hizmetine devredilmesi) geleneği (toplumsal saygınlık, inanç uyarınca sevap ve vergi muafiyeti sağlar) sayesinde ekonomik ve estetik gücü yerinde kimselerden çok sipariş almış, hem kendi yeteneğini geliştirmiş, hem coğrafyayı tanımış, hem geçmiş dönem mimarisiyle (Ayasofya) hesaplaşarak kendini yenilemiş, hem kısa sürede işlev ve dayanıklılığı ön plana alan yapılar inşa etmişti. 5. 50 yıl (1539-1588)Devlet baş mimarlığı yapmasına bakılırsa uzlaşıcı, uzlaştırıcı kişiliğe sahip. 6. Enderunda Geometri, mimarlık sanatı dersleri vermiş bir öğretmen.

7. Osmanlı imparatorluğunda cami, mescit, medrese, türbe, tekke, aşhane, sıbyan mektebi, su yolu, köprü, kervansaray, saray, mahzen, han, hamam, külliye vd. Olmak üzere 477 Eserinin 316sı İstanbulda. İstanbulun Roma, Bizans kimliğinin üzerine, onları yıkmadan, onlardan esinlenerek, onları onararak ve kendini onların estetiğiyle, ustalığıyla geliştirerek kent planlayıcısı kimlik edinip, kente sosyal, kültürel, ekonomik açılardan işlevselliği üstün, bu güne kadar kendini koruyabilen güçlü, özgün, saygın ve görsel karakteri seçkin açık hava müzesi kazandırmış olması. 8. Onun anılarından alıntılarsak: “tıpkı bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı oldum; pergelin diğer ayağı gibi başka diyarları gezmeye özendim. Her yüksekmeyvandan bir köşe, her viran tekkeden bir kırıntı bekleyip İstanbula döndüm” 9. Gördüklerini almış, özümsemiş, kompozisyon oluşturmuş. Her yeni yapıda kendini yenilemiş. Tasarımlar yapmış. Yapı ekonomisini ve estetiği konusunda da ölçülü. Tepe ve sahil arazinin engellerini doğru analiz edebilmiş. Kendi hatalarından ve doğal afetlerden zarar gören yapılardan ders çıkarabilmiş. Üstelik iyi bir su mühendisi. Sultan Süleyman’ın ‘Yüksekte su olur mu?’ sorusuna verdiği yanıt da mühendislik abidesidir.: ‘Yeryüzünden alçağa doğru akar tüm akarsular. Ama yer altına saklanınca yükseğe akar” 10. Geleneksel mimarlığı yeniliklerle geliştirmiş. Risk almış, yeni arayışlara girişmiş ustadır. Acaba kendisinin 5 Asır yaşındaki yapılarını kullanan sözde Osmanlı torunu bizler, ne kadar farkındayız onun bilgeliğinin, ustalığının, çalışkanlığının ve disiplininin? Ve ne kadar öğrenip özümsemişiz onun bilim ve sanatı toplu yaşamla harmanlayan, çağımızı karakterize eden, yerel ama evrensel, uygar ama bütün zamanları kapsayan aydınlık eserler ortaya koyma bilincini? Kendi ilahi gücü yansıtan aydınlık eserlerinden Minervanın bilge baykuşu göz kırpar bize. Görebilene….daha fazlasını öğrenmek, esinlenmek üzere Reha beyin öğrencisi olmanızı öneririm.

Bu bilgiyi beğendiniz mi? Lütfen arkadaşlarınızla paylaşın
İlginç Haberler
Bir cevap yazın

;-) :| :x :twisted: :smile: :shock: :sad: :roll: :razz: :oops: :o :mrgreen: :lol: :idea: :grin: :evil: :cry: :cool: :arrow: :???: :?: :!: