Tanrıların kusursuzluğu ,adil karakterleri üzerine kurulan dinlerde ,insanları felakete sürükleyen hiçbirşey nedensiz olamazdı…. Yani Mezopotamyalılar bu yargı hükümlerinin başlarına gelen kötü herşeyin ,bir suçun bir günahın bedeli olduğuna inanırlardı…Ve bu düzenlemenin doğaüstü yasa koyucular tarafından yapıldığını inanıyorlardı…Düzenlemedeki yasaklara itiraz etmek veya bilinçli bilinçsiz çiğnemek günah işlemekti…Buna karşılık başa gelecek hastalıklar bu cezalardı… Kurbanlara bu hastalıkları tanrılardan aşagı ama insanlardan üstün gizemli “jandarmalar ” aracılığı ile bulaştırırlardı… işte bu jandarma diye nitelendirilen varlıklar –cinler ,veya kötü güçler idi… Birçok cin çıkarma işlemine,en basitinden en ağırına her türlü hastalıkta başvuruluyordu…ve bu tedaviler kadim işbilenler tarafından yapılıyor ve ritüelleşmişti…
Bir çok tablette cin çıkarma işlemine ki gündelik yaşamda yaygın olarak kullanıldığının kanıtıdır,en basitinden en agırına her hastalıkta başvurulurdu….Bir tablette hamile kadınları iblis Lamaştunun marifeti olduğu düşünülen düşüklerden koruyan dua ve işlemler görüyoruz….Günümüze kadar gelen bu eylemleri degişik din ve inançlarda hala rastlıyoruz…. Hastanın yıkandığı su ,veya bilmem hangi ot vs birtakım sözlerle arka arkaya zikredilen sonra bu kişinin itirafını af ve magfiret dilemesini sergileyen ritüellerdir…Bu sırada, tanrının etkisini göstermesini saglamak için mesela bir tutam yün alevlere atılıp yok edilerek tanrıların sakinleştiğini hastalıktan kurtaracagına razı geldiğini inanılırdı…Cin kovma işlemi hastaya ve ihtiyaçlarına göre heryerde yapılır,mevcut dinin onlara fayda sagladığını empoze ederlerdi..Buğünde degişen pek birşey yok gibi maalesef…
