Neron üzerinde Augustus un evi bulunan ve daha sonra imparatorların mekanı olarak tanınan Palatinus tepesinde kendisine büyükçe bir ev yaptırdı..Altın ev gölün ortasında yapılmış çok sayıda villa ve ek binalardan oluşuyordu, muhteşem bahçeler sadece çim saha degil bağ ,otlak ,orman ve çeşitli hayvanların olduğu olaganüstü görünümler içeren ayrıca içinde çılgın projelerin olduğu yapay magaralar sıra sütunlar gibi yaklaşık 120 hektar üzerine kurulmuş tesislerdi…
Tam orta yerinde İki katlı karmaşık odalar bulunan bahçelerle çevrili saray yer alırdı,bir kısmı hala ayaktadır..Sekizgen koridorun üzeri sürgülü ile örtülmüş ve sekiz duvar ile kubbe arasına ışık delikleri açılmıştı..Yatak odalarının çoğunda muhteşem freskler ve panolar yer alırdı..Sarayda teknik buluşlarda görüyoruz, banyolarda deniz suyu kükürtlü sular ,yemek odalarında hareketli konukların üzerine çiçek yaprakları serpen paneller , gizli borulardan sıkılan parfümler…En önemlisi yemek odasında döner tavan ,gece ve gündüz gökyüzü…Muhteşem altın ev içeri girenleri büyülüyordu ,Neron zevkine ve egolarına hitap eden bir mimari yaptırtmıştı..
Fakat bu saray birçok insanı yerlerinden uzaklaştırdı, Romayı yuttu yani..Neron un keyif sarayı onu evlat edinen Cladius a adanmış tapınagı bile içine almıştı..Tüm bunların sonucunda imparatorun megalomanisi yüzünden Roma yı kendisinin yaktırdığı söylentileri çıktı..Bu dedikodular o kadar genişlediki Neron sert önlemler almak zorunda kaldı..Ve kendine günah keçisi olarak Romadaki Hristiyanları seçti..Tutukladı ,halkı eglendirmek adına onların öldürülmesi ve bahçesindeki Circus Maximus ta gösterilere dahil etti …Hristiyanlara yabani hayvan postları giydirip köpeklere parçalattı veya çarmıha gerdirdi yanan bedenleri gece gökyüzünü aydınlatıyordu..
Yeni Romanın bedeli çok agır olmuştu..Mali ve politik bunalımlar baş gösterdi…O tüm bunlara başlarken ” İyi Sonunda insan gibi yaşayabilecegim” demiştir..
