Kasabalar ve kentler , Sumercede “URU” olarak adlandırılırdı ve Mezopotamya ovasının yaşam odak noktasıydı..Dünyanın ideolojik , ticari ,idari sosyal merkezi olarak görülürdü..Küçük yerleşkelerin köylerin tanımını fazla yapamıyoruz çünkü az incelemeye alınmış veya yok olmuşturki bunların gelişi güzel bir çeşitliliğine sahip olduğu tahmin ediliyor…Eldeki en iyi şehir planlama örnegi Suriyenin kuzeyinde “Habuba Kabira ” yerleşkesidir..Bu Uruk kolonisine ait kasaba düzlüğün diğer henüz tam kazılmamış olan yerler ile kısmen benzerdir…
Habuba , toprak üzerine inşaa edilmiş ve planlıdır, kuruluş aşaması birkaç bölümdür..Dönemindeki diger yerleşim yerleri organik olarak büyümüş planlı olmayan höyüklerdir..Habuba-Kabira Fırat nehri kıyısı boyunca uzanmış üç taraftan büyük payandalı duvar dördüncü kısmı ise nehir ile donanmıştır…Duvarlı alan 18 hektar olup ,iyi savunulan iki kapıya sahiptir…Güneybatı yönünde ikinci inşaa aşaması olan bir yerleşim kısmı daha vardır, ve duvarların içinde nehre doğru , duvarların uzun kenarına paralel uzanan kırık çömlek parçaları ile döşenmiş bir ana yol görüyoruz…Bu yola baglanan küçük yollar..Duvarların içinde farklı özelliklere sahip birkaç bölge daha vardır…Yerleşkede “Tel Kannas” diye bilinen kamu binalarının olduğu bölgeyi görüyoruz, bahçe ve bağ alanları küçük ev sanayilerine ait ( çömlek yapımcılığı gibi) bir yerel mahalle vardır…
Üçüncü bin yıl kent yerleşkesi olarak gördüğümüz bu tip şehir mimari yapılanmasının su yolu üzerinde olması tercih edilen seçenekti , ulaşım ,iletişim ,sulama kanalları avantajdı…
Benzeri örnek III. Ur hanedanlığı Ur şehrindede rastlıyoruz..Savunma duvarları ile çevrili , tapınakları sarayları ve büyük Zigguratın bulunduğu bir akropol görüyoruz..Bu iç merkezin ötesinde ise şehrin mahalleleri kendilerine ait höyükleri, birbirlerinden ayrılan yolları , kanalları vardır…Toplamında hepsi koruyucu genel dış duvarın içindeydi, bir yerleşke zaman içinde dışa yayılarak genişleyebilir veya tam tersi eriyerek küçülebilirdi..
Bazen küçük höyüklerinde savunma duvarlarını görebiliyoruz, bazende aynı meslek grup veya kan bağı olan birbirleriyle ilişikli insanlar aynı mahallede yerleştirilirdi…Ör. Nippur Hafaje oval tapınagında duvarla çevrili bir alanın tapınak personeli katipler mahallesi olduğu bilinmektedir…
Habuba-Kabira da atık ve yüzey sularının gönderilnesi için kanallar vardır fakat tatlı su saglanması zordur, tapınak bölgesinde evler arasında kuyu ve sarnıçlara rastlıyoruz, evde kullanılan sular küçük kanallar ile alınırdı fakat atık su kanal karışıklığı ciddi salgınlara sebep olurdu…
Ur’ da yapılan kazılarda zengin tüccar evlerinin musait köşelerinde küçük dükkanlar , okul ,ibadet yerlerine rastlanmıştır…Koruma duvarlarının kamuya açık yerlerinde veya terkedilmiş binalarda boşluk yerler çöp veya tuvalet alanı olarak kullanılırdı, şehir kapılarına yakın geniş alanlar pazar yeri veya halkın toplanma alanı olarak kullanılırdı…
Genel anlamda yapılan arkeolojik kazılarda bu şehirlerin yaşam şekli analizi buluntularla kendini anlatıyor, saglam şehir duvarları; siyasi dalgalanmalar göçler çatışmalar , merkezi bir otoritenin varlığı..Anıtsal binalar tapınaklar saraylar ; bir iktidar yapısını , yollar kanallar , kuyular ise; kamu zenginliklerini , evlerin mimarisi ise günümüze kadar gelen aynı anlayış ile yani zenginlik gösterişinin göstergesidir…İnsanoğlu aynı ,degişen ilerleyen sadece bilim ve teknolojiler .